banner
banner

Akdeniz’in Romantik Prensi Boran ile…

AKDENİZ MÜZİĞİNİN ROMANTİK PRENSİ BORAN’IN TURGAY İLE RÖPORTAJI

boran-sadece-muzik

TURGAY SUAT TARCAN: Bora Gencer, Bora Ebeoğlu, Bora Ebeoğlu gibi adı Bora olan diğer şarkıcılardan ayrılmak için adınız Bora Turgay olduğu halde sahne ismi olarak Boran’ı seçtiğinizi bana 10 küsur yıl evvel filan Mynet sitesindeki profilinizden söylemiştiniz. Mirkelam gibi soyadını kullanan ünlüler de var. Neden Turgay’ı sahne adı kullanmadınız? Tamamen kişisel bir nedenden dolayı soruyorum, çünkü adım Turgay olduğundan 90’lı yıllarda birçok kaliteli isim çıktığı halde 1 tane bile adaşım popçu çıkmadığı için içimde ukde kaldı da nedense. 😛
BORAN TURGAY: Aynen dediğin gibi o yıllarda çok fayıda Bora vardı müzik piyasasında… Bundan dolayı ismimin sonuna bir “ n “ harfi ekleyerek farklılık yaratmak istedik. Soyadımı kullanmak da seçenekler arasındaydı ama o zaman henüz 22 yaşındaydım, çok deneyimsizdim ve bu tür şeylere tek başına karar vermem mümkün değildi. Yapım ekibinin genel fikri buydu.
TST: Soyadı benzerliği de olabilir ama ikiniz de müzisyen olduğu için merak ettim. Özkan Turgay ile bir akrabalığınız var mı?
BORAN: Hiçbir akrabalığım yok. Ama zamanında da çok sorarlardı bunu bana. Hatta kendisi ile hiç tanışmadım.
TST: Aslında ben de aynı şeyi Tarık Tarcan yüzünden yaşıyorum. 😛 Neyse, özellikle 90’lı yıllarda akustik gitarla yapılan Türkçe sözlü Akdeniz müziği çok popülerdi. Levent Yüksel’in “Tuana”sı ve Haluk Levent’in “Akdeniz Akşamları” ile başladı; Ege, Yaşar, Grup Düş, Bora Öztoprak ve sizinle devam etti. Ayna grubunun da o tarzda şarkıları vardı. Fakat günümüzde yeni çıkan şarkıcılar o katıksız, doğal melodileri pek tercih etmiyor. Gypsy Kings tarzının Türkiye’de fazla temsilcisi kalmadı. Latin kökenli diğer Akdeniz ülkelerinden kalitemizle pek geri kalmadığımız halde neden böyle oldu sizce?

Boran-Buseler1-crop

BORAN: O bir dönem müziği idi ve ana enstrümanı akustik / klasik gitar olan tüm besteci/şarkıcılar gibi bende bundan etkilenmiştim. Saydığın isimlerle birlikte hepimiz bir “romantizm “ akımının içindeydik ve içeriği aşk dolu melodik şarkılar yapma gayretindeydik. “Çok tutacak bir şarkı yapmam lazım “ gibi bir gayretimiz yoktu. İçimizden geldiği gibi şarkılar yapıyorduk. Ancak müzik zaman geçtikçe evrilir , başkalaşır. Türkiye‘de pop müzik tarihide hep böyle evrildi. Bugün tüketilen müzik çok daha farklı. Daha pr odaklı, daha matematiksel şarkılar yapılıyor.
TST: Kendi bestesini yapan sanatçılardan biriydiniz. Şu an “Buseler” CD’nizi elimde tutuyorum. “Vurulmuşum” adlı şarkınızda Kerem Kandır’ın sözlere olan katkısını saymazsak tüm söz ve besteler size ait. Peki hiç başka bir şarkıcıya beste verdiniz mi?
BORAN: Pek başkalarına şarkı verme gibi bir çabam olmamıştı. Ancak o dönem Seçil‘in albümüne bir şarkı verdiğimi hatırlıyorum. Bir de hayatımda yazmaktan en çok mutluluk duyduğum şarkılarımdan birini Hazal’a vermiştim. 99 depreminden sonra bölgede yaşadıklarımdan ve gördüklerimden etkilenerek yazdığım “ İyi misin anacığım ?“ şarkısı Hazal’ın o yılki albümünün çıkış parçası olmuştu ve ilk klibi ona çekmişti.

Boran-Buseler1

TST: Albümlerinizde gerçekten önemli müzisyenler çalışmış. Erdem Sökmen’den Özcan Şenyaylar’a kadar aslında hemen hemen hepsinin adını saymak lazım. Mesela “Uçalım mı?” şarkısıyla çıkış yapan Çiler Erbil geri vokal yapmış filan. Dikkatimi “Doğan Duru” ismi çekti. Kendisi REDD grubundan bildiğimiz frontman olan Doğan Duru mu?
BORAN: Evet. Doğan, konservatuar Opera / şan bölümünden sınıf arkadaşımdır. Harika bir sestir.
TST: Bir zamanlar siz de Raks Müzik’e bağlıydınız. Raks, Universal Music Türkiye, PolyGram, Karma Müzik gibi plak şirketlerinin kapanması özellikle 90’lı yıllarda yapılan efsanevi albümlerin D&R raflarında yer almasını önledi. Bu albümlerden çok azının telif hakları başka şirketlere satıldıktan sonra tekrar basılabildi. Peki toplu bir çözüm imkanı var mı?
BORAN: Raks ve Prestij müzik o dönemin iki lokomotif firmasıydı. Özellikle Raks lider konumdaydı. Raks müzik çatısı sektördeki tüm aktörleri her gün bir araya toplayan, yeni fikirlerin konuşulduğu, ve sürekli yeni projelerin temellerinin atıldığı bir çatıydı. Raks’ın Universal’e satılması ve ardından dünya devi Universal Muzik‘in ülkemizdeki kötü yönetimi ve ardından kapanması müzik yapımcılığına büyük darbe vurdu. Sanıyorum bu konuda yeni bir gelişme olmaz.
TST: İlham aldığınız yerli ve yabancı sanatçılar kimler? Yenilerden kimleri beğeniyorsunuz?
BORAN: Hiçbir zaman için ilham aldığım sanatçı ve ya sanatçılar şunlardır diyememişimdir. Ancak şu an bir çırpıda adını sayamayacağım çok sayıda yerli ve yabancı müzisyenler müzikal yaşantımı belirlemiştir tabii ki. Yine de örnek vermek gerekirse Zülfü Livaneli, Doğan Canku ve Bülent Ortaçgil gibi isimler beni çok etkilemiştir.
TST: Alternatif sporlardan hoşlandığınızı duydum. Doğru mu?
BORAN: Tam tersi. İçinde aşırı adrenalin olan şeyler hiçbir zaman bana uymamıştır. Gençken tam bir basketbol tutkunuydum. Son yıllarda ise en sevdiğim şeylerden biri uzun mesafeler bisiklete binmek.

NOT: Bu röportaj 09.02.2015 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Roportaj/boran.html adresi için özel olarak yapılmıştır. İzinsiz ve kaynak kullanılmadan kullanımı yasaktır.

©2015 Sadece Müzik Net / Turgay Suat Tarcan

Boran-Buseler3

 


Article Categories:
Röportajlar
Likes:
0

Leave a Comment