banner
banner

Sandığınız gibi İmam “Jackson” değil…

23 Kasım 2017 Perşembe günü 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında Taksim Beyoğlu’ndaki Atlas Pasajı’nın içindeki Atlas Sinemasında Mısır yapımı “İmam Jackson” filmi gösterilecekti. Bunu arkadaşım Erdem’den öğrenmiştim. Aslında filmden ilk olarak Edip diye bir arkadaşım vasıtasıyla haberdar olmuştum. Hatta kendisi ayın 21’inde Kadıköy’deki seansına davet etmişti ama o gün iş arkadaşlarımla yemek etkinliğim olduğu için gidememiştim. Sonradan öğrendim ki, bizim yakada da bir gösterimi varmış. Ben de iş çıkışı yorgun argın da olsam o seansa yetiştim. AAST5888
Biletimi aldıktan sonra ilk önce yemek yemek üzere Demirören AVM’ye gittim. Fakat önce WC işimi halletmem gerekiyordu. Tuvalete girdiğimde çok şaşırdım. Her zamanki gibi yine tesadüfen Michael Jackson çalıyordu. Ne zaman Popun Kralı ile ilgili bir etkinlik için dışarı çıksam mutlaka tesadüfen bir yerlerde müziğini duyarım. Bir arşiv materyali almak için de olsa, büyük bir buluşmaya katılmak için de olsa fark etmez. Bu kez çalan şarkı “Rock With You” idi. Ayrıca tesadüfler bununla da sınırlı değildi. Önceki yazılarımdan hatırlayacağınız üzere 2017 yapımı “Scream” albümü Türkiye’ye gelmediği için Kore’den getirtmiştim. Geç de olsa nihayet Türkiye’ye gelmiş. Mephisto’da önce CD’sini, sonra da plağını gördüm. Dolar ve Euro arttığı için plaklar, hatta CD’ler bile çok pahalı olmuş. Önce karar veremedim. Ama plak kapağı ve plakların rengi o kadar hoşuma gitti ki “Bunlar zaten sınırlı sayıda geliyor” düşüncesiyle paraya kıyıp plağını da aldım.
Neyse, sonra sinemada mekanın adaşı olan Atlas Sahaf’ın sahibi olan arkadaşım Erdem ve bir dönem MjTurkLover sitesinin İstanbul sorumluluğunu yapan Gamze ile buluştum. Gamze de George Michael’ın “Last Christmas” plağını bulmuş, o yüzden mutluydu. Etrafa baktık “Acaba diğer MJ Fan’lardan birini görür müyüz?” diye… IMG_1921Ama tanıdık göremedik. Diğer seyircilerden belki Michael Jackson hayranları da vardır ama çoğunluğu festival filmlerini merak eden sinemaseverlerden oluşuyor gibiydi. Fötr şapka takan yaşlı bir adamı arkadaşlarıma gösterip “İşte eski Michael’cılardan” diye espri yaptım. Fakat bu, filme gelen bir avuç MJ Fan olduğumuz gerçeğini değiştirmiyordu. Sanıyorum çoğu MJ Fan’ın haberi yoktu. Haberi olanlar da filme karşı önyargılıydı. Aslında ben de başta “Sheikh Jackson” filmine pek önem vermemiştim ama meraktan ve Michael Jackson ile ilgili bir başka filmi sinema perdesinde görebilmek için festivale tek bir film için geldim. Küçükken gittiğim “Hayalet Avcıları” filminden beri sinemaya çok giden bir tip olduğum halde hiç film festivaline gitmemiştim hayatımda… Sanıyorum dünya sinemasını pek merak etmediğim için olabilir bu… Genelde büyük bütçeli Hollywood yapımlarını takip ederim ama eğer televizyonda başka ülkelerin filmlerine denk gelirsem mutlaka izlerim. Büyük ihtimalle onların bir kısmı da festival filmidir ama dev sinema perdesinde hiç festival filmi izlememiştim. Ve Michael Jackson bir ilke daha imza atmamı sağladı.
Filme gelirsek eğer… Üçümüzün de beklentisi azdı. İnternette okuduğumuz negatif yorumlar da beklentimizin yüksek düzeyde olmamasını sağlamış olabilir. Üstelik IMDB’de 7.3, Rotten Tomatoes’ta ise %83 puan almasına rağmen… Buna rağmen filmi hayranlıkla izledik. Film bittikten sonra “Aslında güzel filmmiş. Ben beğendim.” gibi yorumlar yaptık. Gençliğinde Michael Jackson gibi giyinen ve onun gibi dans eden eski bir MJ Fan çevre baskısı ile koyu bir dindar oluyor. Hatta kaba bir deyimle buna “yobazlık” bile diyebiliriz. Meslek olarak imamlığı seçiyor. Michael Jackson ve diğer sanatçıları şeytani müzik yapmakla suçluyor. Fakat Michael Jackson vefat edince bilinçaltından üzülüyor ve içine gömdüğü hayranlığı yüzeke tekrar çıkmak istiyor ama imam bunu istemiyor. Halisinasyonlar görüyor. Miro-Chiekh-JacksonMesela hayallerinde Michael Jackson camiiye girip vaaz dinliyor ya da namaz kılmak yerine cemaatle Thriller dansı yapıyor filan. O Thriller sahnesi gerçekten trajikomikti. İmam duada şaşırıyor ve MJ sandığı adamın üzerine saldırıyor. Hazırladıkları ilahi albümü için albüm kapağı yaptırırken bile grafiker arkadaşı “Dangerous” albümünün kapağını gösterip “Ama bu Michael Jackson’ın albüm kapağına benziyor” diyor. Ama bunu kendisi fark etmiyor o diyene kadar… Michael Jackson’ın ölüm haberini yan arabadaki radyodan duyunca trafik kazası yaptığı için tamirhaneye arabasını götürdüğünde tamir aletlerinin yaptığı sesi tıpkı “You Rock My World” klibindeki bar eşyalarının müzik sesi yapması gibi “They Don’t Care About Us” şarkısına benzetiyor. Bu nedenlerden ötürü psikiyatriye gidiyor. Psikiyatrist başı açık kadın olduğu için doktorun yüzüne bile bakamıyor. Acaba aklına uyup bu sevgisini red mi edecektir? Yoksa kalbinin sesini dinleyip küs olduğu ayyaş babasının evine gidip Michael Jackson arşivini mi alacaktır? Bunu izleyip kendiniz görün.
Filmde “Başkası olma, kendin ol” mesajı veriliyor adeta… Tarkan’dan alıntı yaptım ama gerçekten filmde Tarkan’ın bahsettiğim “Hepsi Senin mi?” şarkısının da yer aldığı “Aacayipsin” albümü görünüyor. İmamı canlandıran Ahmad El-Fishawi, ergen olduğu yıllarda (tabii ki iki farklı çocuk canlandırıyor imamın çocukluğunu ve teenager olduğu dönemi) “HIStory – Past, Present and Future Book 1” kasetini almak üzere kasetçiye gidiyor. İşte Tarkan Tevetoğlu’nun kaseti aynı kaset rafında görünüyor. Bu da Tarkan’ın ne kadar uluslar arası bir sanatçı olduğunu kanıtlıyor. Düşünün, “HIStory” albümü 1995 yılında çıktığında Tarkan da 1994 yılında çıkardığı “Şıkıdım” şarkısıyla tüm Türkiye’yi, Orta Doğu’yu, Avrupa’yı, hatta Rusya’yı kasıp kavuruyordu. Film yapımcıları da o fırtınayı göz ardı etmemiş ve nostaljiye uygun olarak kaset rafına bizden bir şarkıcıyı da koymuşlar. Bu da tabii ki Türk izleyicisini gururlandırıyor. İmam Jackson’ın babasını canlandıran Maged El Kedwany’yi Tarık Papuççuoğlu’na çok benzettiğimi söyleyebilirim. Normalde telif haklarından ceza yememek için olsa gerek; filmde Michael Jackson şarkılarının orijinal versiyonları hiç çalmıyor. Ya walkman’den dinlediği için duyamıyoruz ya da cover versiyonları yer alıyor. Mesela İmam Jackson’ın aşık olduğu kız, piyano ile “Smile”ı çalıyor. Ama yine de çok azıcık da olsa bir MJ şarkısının orijinal versiyonunu duyabiliyoruz. El Kedwany arabada radyo kanallarını gezerken “Can’t Let Her Get Away”den saliseler duydum ama bunu herkes fark etmeyebilir. Ancak benim gibi bir deli farkına varabilir. 😀 En sevdiğim sahne ise filmin oyuncularını “Leave Me Alone”, “Black Or White”, “Speed Demon”, “Childhood”, “Earth Song”, “Thriller”, “Remember The Time” ve “Who Is It” gibi Michael Jackson kliplerinin içinde gösteren trajikomik mezarlık bölümü… Özellikle de İmam Jackson’ı koyu dindar yapan amcasının “Billie Jean” klibindeki yolda yaptığı yürüyüşünde gülmekten yarıldım. 😀
IMG_1923Film bittikten sonra festivalin sunucusu filmin yapımcısını ve senaristini çağırdı. İsimlerini de söyledi ama hatırlamıyorum. İnternette yaptığım araştırmada yönetmen dışındaki senaristinin Omar Khaled olduğunu öğrendim. Filmin yapımcıları ise Mohamed Hefzy ve Hani Ossama’ymış. Artık hangisi geldi bilemiyorum. Konuşma yaptılar. Filmin öyküsünün gerçek bir hikaye olduğunu söylediklerinde çok şaşırdık. Gerçekten imam bunları yaşadıysa Michael Jackson’ın ölümü onu fena etkilemiş. Ben de uzun süre kendime gelememiştim ama duygularımı gömmediğim için onun gibi trajik şeyler yaşamadım. Ayrıca Mısır’ın yabancı film kategorisinde Oscar aday adayı filmi “İmam Jackson”mış. Yani bir nevi bu film bizim “Ayla”nın rakibi… Gönlümüz tabii ki henüz izlemediğim ama çok merak ettiğim “Ayla”nın kazanmasından yana ama “Ayla” alamazsa bu filmin kazanmasını isterim. Şu ana kadar hiçbir Türk filmi Oscar kazanamadı ama Türkiye’de yaşayan Maraşlı bir Alevi ailesinin yasadışı yollarla sadece kartpostallarda gördükleri İsviçre’ye girmeye çalışmasını konu edinen “Umuda Yolculuk” filmi 1991 yılında Oscar’ı Xavier Koller’e kazandırmıştı. Benim için bu film ayrı bir gurur kaynağı, çünkü Oscar kazanan bu filmde benim de akrabam olan bir Tarcan da oynuyordu. Babamın kuzeni Yaman Tarcan, Oscar ile tescillenmiş bir filmde oynamıştı. Hatta kendisi gibi rahmetli olan babası bana Yaman Amca’nın diğer oyuncular ile topluca çektirdikleri Oscar ile fotoğraflarını göstermişti. Şimdi kim bilir o tarihi fotoğraflar nerededir? Aynı törene sevdiğim şarkıcılar Michael Jackson ve Madonna da beraber katıldıkları için o Oscar töreninin benim için ayrı bir yeri vardır. Aynı salonda benim kanımdan bir akrabam ve favori sanatçılarım… Gerçekten tarihi bir tören!
İslami çevreler “İmam Jackson” filmine tepki göstermişler. Bu yüzden Avrupa Yakası’ndaki tek seans olduğu için bombalanırız diye korkmuştuk. X-Ray cihazı bile yoktu ve filmin yapımcısı ve senaristinin de bizimle beraber filmi izlediklerini öğrendiğimizde daha çok tırstık. Yönetmen Amr Salama da gelecekti ama uçağı gecikme yapmış olmalı ki yetişemedi. Film bittiğinde uçağı Atatürk Havalimanı’na yeni inmişti. Tam bir İslami teröristlere davetiyeydi ama çok şükür, bir şey olmadı.
Fakat filmin ertesi günü (yani 24.11.2017) filmin yapıldığı ülke olan Mısır’da çok acayip ve dehşet verici bir saldırı oldu. El Rawda Camii’ne Cuma namazı sırasında düzenlenen, 27’si çocuk 305 kişinin hayatını kaybettiği bir terör saldırısı düzenlendi. Film de çoğunlukla Mısır’daki bir camiide geçiyordu. Bu trajik rastlantının tam da tüm dünyadaki alışveriş merkezleri ve sitelerinde indirimlerin düzenlediği global “Black Friday” etkinliğinin olduğu gün gerçekleşmesi bana “Acaba bunda da bir illuminati parmağı mı var?” dedirttirdi. Neden haftanın başka bir günü “Kara” diye nitelendirilmiyor da bu alışveriş çılgınlığı için “Kara Cuma” seçiliyor? Gerçekten de Müslümanlarca “Hayırlı Cuma” denen günü kara bir güne çevirdiler. Aynı günün akşamı Londra’nın merkezinde bulunan Oxford Circus metro istasyonunda yaşanan sözde saldırı paniği ile de gündemi değiştirmeye çalıştılar belki de… Evet, ben de bu fırsattan yararlandım. Hem printer, hem scanner, hem de fotokopi makinesi olan elektronik eşyam bozulmuştu. Yaptırmak yenisini almaktan daha pahalıya patlayacaktı. Ben de indirimden faydalanıp yenisini sipariş ettim ama en azından bu oyunu fark ettim. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Aynı gün bir komşumuzu kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun.


Article Categories:
Sinema
Likes:
0

Leave a Comment