banner
banner

İlluminati ve Müzik Dünyası

illuminati-muzik

Tüm okurlarıma selamlar;
Artık sizlere gönül rahatlığıyla “okurlarım” sıfatını layık görebiliyorum, çünkü müzikseverlerden ve sanat camiasından isimlerden aldığım feedback’ler beni çok mutlu etti ve bunu anlamama neden oldu. Röportaj yaptığım sanatçıların güzel görüşleri de beni memnun ediyor. Örneğin ARPAK KARDEŞLER grubundan Ekrem Arpak’ın görüşlerini onun röportajında okumuştunuz. Ya da Rüya Ersavcı off the record olarak, hiç utanmadan ortada muhabir diye dolaşan insanlardan daha iyi olduğumu ve güzel sorular hazırladığımı söylemişti. Bu gibi komplimanlar beni daha çok gaza getiriyor ve sizlere aylardır bahsettiğim bir konuya girmem için kamçıladı. Yine müzik dünyasının kayıplarıyla ilgili olacak ama “Fikret Şeneş harika bir söz yazarıydı, müzik dünyası için büyük bir kayıp oldu. Yaşar Kemal, Edebiyat severleri yasa boğdu. Leonard Nimoy, Mr. Spock gibi cennete ışınlandı” gibi şeyler yazmayacağım bir önceki Müzeyyen Senar yazımda olduğu gibi… Tabii ki önemli isimleri kaybettik ve onların nur içinde yatmalarını diliyorum ama eceliyle ölenlerden değil; bir takım gizli örgütler tarafından öldürüldüğünü düşündüğüm sanatçılardan bahsetmek istiyorum. Elbette ki 2015 kayıpları bizi isyan ettiriyor. Örneğin son yazımdan beri iki tane uzaktan akrabamız vefat etti. Özgecan Aslan başta olmak üzere ruh hastaları tarafından öldürülen gencecik kızlarımız da gündemdeydi, Fırat Yılmaz Çakıroğlu cinayeti de tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. Ama dediğim gibi ben illuminati cinayetlerinden bahsetmek istiyorum bu sefer… Ve tahmin edebileceğiniz gibi uzun bir yazı olacak!

Blood-On-The-Dance-Floor-Michael-Jackson-Marilyn-Monroe-Elvis-Presley-Amy-Winehouse-Whitney-Houston-Kurt-Cobain-John-Lennon

Bildiğiniz gibi Hollywood dünyasında erken yaşta gelen ölümler hep benzer şekilde oluyor ama niyeyse hepsine de intihar ya da aşırı doz deniyor. Direk vurularak öldürülen John Lennon, Tupac Shakur, Brandon Lee, Kurt Cobain’in yanı sıra Marilyn Monroe, Elvis Presley, Amy Winehouse, Michael Jackson, Whitney Houston, Anna Nicole Smith, Cory Monteith, Janis Joplin, Robin Williams, Jim Morrison, Jackson’ın “Jam” klibinde de oynayan Kris Kross üyesi Chris Kelly, Heath Ledger, River Phoenix gibi sanatçıların hep bir otel odasında, banyoda ya da evlerinde esrarengiz bir biçimde ölü bulunmaları sizce de büyük bir tesadüften ötesi gibi görünmüyor mu? Prenses Diana, James Dean, Paul Walker, Lisa Left Eye Lopes gibi ünlülerin de trafik kazalarında hayatlarını kaybetmeleri şüpheli ölümlere örnek gösterilebilir; ki zaten Prenses Diana’nın illuminati tarikatına üye olan kraliyet ailesi tarafından SAS komandoları tutularak öldürüldüğünü çocuk bile biliyor. Sadece kaza süsü verilmiş, o kadar… Bir prensesin Müslümanlarla ilişkisi ve Müslüman bebeğe hamile kalması kabul edilemez bir durumdu. Tıpkı Michael Jackson’ın Müslüman olduğu söylentilerinde olduğu gibi; ki Popun Kralına daha çok eğileceğim ama Lady Diana yazdığı mektupta kendisinin trafik kazası süsü verilerek öldürüleceğinden bahsetmiştir. Hatta Audi marka spor otomobilini sabotaj yapılıp frenlerinin tutmaması sağlanması nedeniyle Diana, aracını şehir merkezinde bırakıp terk etmiştir ama Paris’te kazanan yine karanlık taraf olmuştu maalesef… Ben daha çok müzik dünyasına eğileceğim, çünkü yelpazeyi daha geniş tutarsam Dünya Savaşlarından 11 Eylül saldırısına kadar her taşın altından masonların çıktığını söylemek zorunda olacaktım. Bu da bir köşe yazısı yerine tarih kitabı yazmamı gerektirecek şeyler…

illuminati_control_over_mind_madonna-lady-gaga-beyonce-rihanna-justin-timberlake

Sizin kulağınıza illuminati konusu bir komplo teorisi gibi gelebilir. Ben de Michael Jackson ölene kadar böyle bir örgütün varlığından haberdar değildim. Daha doğrusu Dan Brown’ın kitaplarından ve filmlerinden biliyordum örgütü ama gerçekten iyi bir şey sanmıştım. Meğer Michael Jackson’ın “Man in the mirror” klibinde dikkat çekmeye çalıştığı kötü adamlar onlarmış. 2Pac’in vurulmadan önce yaptığı “The Don Killuminati: The 7 Day Theory” albümünde eleştirdiği kişiler onlarmış. “Imagine”, “We Are The World”, “Heal The World” gibi dünya barışıyla, sevgiyle ilgili şarkılar yapanlar erken yaşta hayata veda ederken ya da medya tarafından karalama kampanyasına maruz kalırken skandallar kraliçelerinin tüm yaptıkları ahlaksızlıklara rağmen her zaman pohpohlanarak zirvede kalmaları, hatta “Bunlar sıradan normal şeyler, insan doğasıyla ilgili, cesurlar” diye düşünüldürülmemiz bana çifte standart gibi geliyordu. Şarkılara, kliplere, filmlere, çizgi filmlere, markaların logolarına dikkatlice bakın, subliminal mesajları görmeye başlayacaksınız. Tek gözler, üçgenler, piramitler, boynuzlar, şeytanlar, Davud yıldızı, v.s. hemen hemen her üründe yıllardır karşımıza çıkıyormuş da haberimiz yokmuş. Lady Gaga’nın şarkı sözlerini anlamasanız da tercümelerine bakın. Sizce neden “Judas” adında şarkısı var? Judas’ın Türkçe karşılığı Yehuda’dır ve İsa’yı ele veren havaridir. Ya da Rihanna’nın “S&M” klibinde açık açık “The Princess Of The Illuminati” yazısının geçmesine ya da Madonna’nın 2015 tarihli yeni albümü “Rebel Heart”ta “Illuminati” adında yeni dünya düzeninden, Rihanna gibi illuminaticilerden bahsettiği bir şarkısı olmasına ne diyorsunuz? Küçüklüğümden beri Madonna hayranıyım. Konserine de gittim; ne çıkarırsa satın aldım ama daha 80’li yıllarda bile subliminal mesajları kullanmaya başlayan Madonna’nın(örnek olarak “Into The Groove” klibinde dolarda da görebileceğiniz piramit üzerinde tek göz sembolünü gösterebilirim) son yıllarda bu işi epey abarttığının farkındayım. Super Bowl performansı çok basit bir örnek, ki Michael Jackson’ın hologram tekniği ile “Slave to the rhythm”ı söylemek üzere tekrar sahnede canlandırıldığı 2014 performansındaki elementler ile büyük benzerlikler taşıyor. Hele hele, Madonna konserinde bu piramit üzeri tek göz sembolü sahnenin üzerinde uzun süre yer almıştı. Bundan Madonna konseri kritiğimde ( http://www.tst.gen.tr/konser/madonnakonseri.htm adresinden okuyabilirsiniz) bahsetmiştim. İşte bunları asıl yazmamın nedeni de, yani yazımın ana fikri de körü körüne, sevdiği sanatçıya toz kondurmayan bir müziksever olmamamız gerektiği… Ama bunu yaparken de masonların elinde tuttuğu medyanın illuminati tarikatını desteklemeyen sanatçılarla ilgili yaptığı yalan haberlerine inanmamamız… Tıpkı Michael Jackson’ın “Tabloid Junkie” şarkısında dediği gibi okuduğunuz her şeye inanmayın. Ama mesela bir Madonna ya da açık açık illuminatici olduğunu açıklayan Beyonce hayranıysanız bariz bir biçimde illuminati propagandası yaptıklarını kabul etmelisiniz. Tıpkı benim Madonna’nın illuminati kraliçesi olduğunu kabul etmem gibi… Daha geçenlerde, 2015 Brit Müzik Ödülleri’nde sahneye çıktığında boynuzlu dansçılarla dans etti ve finalde boynuzu alıp yukarı kaldırdığında saçları tek gözünü kapıyordu. Bu saçla tek gözünü kapama olayını yine de en iyi Lady Gaga beceriyor. Kim bir yandan dans ederken, bir yandan tek gözünün kapanmasını bu kadar iyi sağlayabilir ki? Tabii ki Lady Gaga… Fakat Allah’ın sopası yok. Birkaç yıl evvel Lady Gaga, Yeni Zelanda’nın Auckland kentinde konser verirken, tam da Hristiyanlık ile dalga geçtiği bir performansında dansçısının aldığı direk başına düşmüştü ve ABD’nin Houston kentinde piyano önündeki sehpanın üstünde şarkı söylerken sırtüstü yere düşmüştü. Bu kez de bahsettiğim ödül töreninde Madonna, boynuzlu dansçılarla dans ederken pelerinini çözemediği için dansçısının koreografi gereği pelerinini çekince merdivenlerden sırtüstü yere düştü bildiğiniz gibi… Tepeden gelen bu tür uyarıları dikkate almaları lazım bana göre…

2_madonna_ve-illuminati-superbowl-one-eye-tek-goz

Madonna’nın 2003 yılındaki MTV Video Müzik Ödülleri’ndeki “Like A Virgin” performansını hatırlayın. Mason piramidi 33 derece iskoç ritinden ve 13 seviye York ritinden oluşur. O yüzden Madonna sahneye çıktığında 13 basamaklı bir merdivenden inmişti. İlluminati adetlerinde kızlardan biri serbest bırakılırken öbürü terfi eder. Bu performansta da Britney Spears serbest bırakılırken Christina Aguilera terfi edilmişti Madonna tarafından… Koreografide açıkça görülüyor. Ardından Madonna velihatlarına Kabala öpücüğü konduruyor. Biz ise lezbiyen bir hareket diye düşünüyoruz sadece… Finalde üçü birden arkadaki piramiti gösteriyorlar. Fakat özgür bırakılan Britney Spears bu performansın ardından çöküşe başladı. Hatta kafayı sıyırdı desek yeridir. Kafasını kazıtıp vandalist hareketlerde bulundu. Xtina ise başarıdan başarıya koştu, zirveye yerleşti. Ta ki yaşlandığı düşünülen Madonna’nın yerine bulunan Lady Gaga gelene kadar…

illuminati-ve-turkiye

Aslında ben illuminati tarikatını ve subliminal mesajlarını araştırmaya başlayınca (hatta John Lawrence Reynolds’un “Gizli Örgütler / Dünyanın En Çok Merak Edilen Gizli Örgütlerinin Perde Arkası ” ve Aytekin Gezici’nin “Dünyayı Yöneten Gizli Örgütler” adlı kitaplarını bile okudum. Yakın gelecekte başka kitaplar da okuyabilirim) sadece yabancı filmlerde, kliplerde, reklamlarda filan değil; Türkiye’deki bazı kliplerde, reklamlarda, programlarda, dizilerde bile subliminal mesajları fark etmeye başladım. Örneğin saat 22:00 civarlarında “Haydi çocuklar uykuya! Yatma vakti!” diye bir televizyon gelip uyuyor ya ekranın aşağısında? O televizyonun tek gözü olması çok manidar… Yardım vakıflarının logolarında bile tek göz var. Neden “Aile İçi Şiddet Hattı”nın logosunda telefonun iki gözü yok da tek gözü var acaba? Tabii ki bu yardım vakıflarının yaptıklarına saygı duyuyorum. Art niyetleri olduğunu sanmıyorum ama logolarını yaptırdıkları grafikerlere de dikkat etmek lazım. Türkiye’deki birçok sanatçının da yapım şirketlerinin kurbanı olduklarını düşünüyorum. Belki dindar bile olabilirler, belki neyin propagandasını yaptıklarını bile bilmiyorlardır, belki onlar bile kliplerindeki subliminal mesajların farkında değillerdir. Ama bariz bir biçimde onların kliplerinde de bu gizli mesajlar var. Örneğin Nilüfer’i çok severim ama sizi uyandırmak zorundayım. http://www.dailymotion.com/video/xtr7gt_nilufer-yolcu-yolunda-gerek_shortfilms adresine gidip Nilüfer’in “Yolcu Yolunda Gerek” adlı eski klibini izleyin. Damalı yüzey, piramitler, masonlar, kızın kurban edilişi filan… Resmen illuminati ayini gibi bir klip…

Nilufer-Yumlu-Yolcu-Yolunda-Gerek-Klip_ILLUMINATI-WALLPAPERS-2

Öncelikle söylemeliyim ki ben insanların dinlerine saygı duyan laik bir insanım. Müslüman olabilirim ama ister Hristiyan, ister Yahudi, ister Budist, ister Ateist, ister putperest olsun; herkesin neye inanmaya karar verdiyse ona inanma özgürlüğüne sahip olduğunu düşünüyorum. Benim karşı olduğum durum; hangi din için olursa olsun bazı tehlikeli tarikatların insanları öldürmesi… Terörü destekleyen her türlü tarikata karşıyım. Bunların başında da tabii ki Satanistlik ve İlluminati geliyor. Nasıl satanistler ayinlerinde bakire kızları ve kedileri öldürüyorlarsa; kanlarını içiyorlarsa ya da yiyorlarsa falan; Scientology gibi yeni oluşumlardan tutun Tapınak Şövalyeleri gibi eski kökenlere kadar kolu uzanan illuminati tarikatına mensup masonlar da insanları kurban ediyorlar. Hatta savaşların çıkmasına neden oluyorlar. Hastalık virüsleri bile çıkartıyorlar. Müzik dünyasındaki kayıplarımızda da parmakları oldukları ipuçlarında gizli… Uçak kazasında hayatını kaybeden Aaliyah Dana Haughton’ın da bir kundakçılığa kurban gitmesi gibi… 25 Ağustos 2001’de genç yaşta hayatını kaybetmişti Aaliyah… Michael Jackson, Sky Saxon ve Farah Fawcett 25 Haziran 2009’da, ne tesadüftür ki en son ilaç veren kişinin Michael Jackson’ın doktoru Conrad Murray olduğu ve Jackson’ın tabutunun aynısından bir tabutla gömülen James Brown 25 Aralık 2006’da, Dean Martin 25 Aralık 1995’te, Eartha Mae Kitt 25 Aralık 2008’de, Lisa Lopes 25 Nisan 2002’de, Roger Troutman 25 Nisan 1999’da, Static Major 25 Şubat 2008’de hayatını kaybetti. Hepsinin ölümünü ayın 25’ine getirerek imzalarını attılar. 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’e saldırıldığında enteresan 11 tesadüfünü duymuşsunuzdur. Whitney Houston 11 Şubat 2012’de, Robin Williams 11 Ağustos 2014’te, Bob Marley 11 Mayıs 1981’de, Lee Alexander McQueen 11 Şubat 2010’da öldüler. Şeytana tapanlar, Allah’a şirk koşanlar 666 sayısı kadar Hristiyanlara göre uğursuz sayılan 13 sayısını önemli bulurlar. Cory Allan Michael Monteith 13 Temmuz 2013’te gözlerini hayata yummuştu. Tarihlerde olduğu kadar illuminati sayısal tesadüfleri yaşlarda da gizledi. Jimi Hendrix, Janis Joplin, Kurt Cobain, Amy Winehouse, Jim Morrison, Brian Jones, Robert Johnson, Mia Zapata, Kristen Pfaff, Dennes Boon, Alexander Bashlachev, Pete de Freitas, Chris Bell, Jeremy Michael Ward, Basquiat, Bryan Ottoson, Dickie Pride, Arlester “Dyke” Christian, Jesse Belvin, Linda Jones, Alan Blind Owl Wilson, Ron “Pigpen” McKernan, Valentin Elizalde, Peter Ham, Rudy Lewis, Jacob Miller, Sean Patrick McCabe ve Gary Thain’in ortak noktaları hepsinin 27 yaşında ölmeleri… Ben isimlerini yazarken yoruldum, sizin de gözleriniz okurken bu kadar ismi yorulmuştur kesin… 2008 yılında ben de 27 yaşındaydım ve bu “27 yaş laneti”nin gerçekten astroloji ile ilgili bir şey olduğunu sanıyordum. 28 yaşıma geldiğimde bu tehlikeli yaşı atlattığım için rahat bir nefes almıştım. Tabii ki o zaman da aklıma Gökhan Semiz, Ajlan Büyükburç, Barış Akarsu filan gelmişti. Ama 2009’da illuminati ile ilgili araştırmalara başladığımda anladım ki bu bir kader değil… Bunca sanatçı özellikle 27 yaşında öldürülmüştü. Zaten hepsinin ölümü de şüpheliydi. Direk cinayete kurban gidenlerin yanı sıra uyuşturucu, ilaç gibi bağımlılıklarla bir otel odasında, evlerinde ya da banyoda cesetlerine ulaşıldı. Ya da kazalara kurban gittiler. Jason Statham’ın “Mekanik” filmindeki gibi aslında hep kaza süsü verilmişti demek ki…

freemasonry_canopy_of_heaven_whitney-houston-illuminati-lady-gaga-jennifer-hudson-nicki-minaj

Hala komplo teorisi diye mi düşünüyorsunuz? Geçen yazımda komadaki kızının da aynı şekilde bulunduğundan bahsettiğim Whitney Houston’ın cenazesine gidelim. Cenaze sonrası bir Whitney fanatiği gizli kamerayla hayranı olduğu sanatçının cenazesinin bulunduğu aracı takip eder. Cenazenin bir tapınak gibi bir yere getirildiğini fark eder. Kapıda bir Mısır lahiti vardır. İçeriye son söylediği şarkı “Yes, Jesus Loves Me” ilahisi olan Whitney Houston’ın tabutu da götürülür. Büyük ihtimalle içeride ayin filan yapmışlardır. İçeride ne gibi bir ayin yapıldığı bilinmiyor ama cenaze içeri girene kadarki görüntüleri YouTube’da var. Dedikodulara göre binlerce yıl evvel Mısır’da yaşayan ve tıpkı Whitney gibi sesi için diva yorumları yapılan bir şarkıcı kadının mumyasının da tapınağa getirildiği ve Houston’ın binlerce yıl önce ölen o şarkıcının anısına kurban edildiği, bu yüzden ayin yapıldığı söyleniyor. Onun yerini de 2 gün sonraki birçok subliminal mesaj bulunduran Grammy Ödül Töreni’nde anısına “I Will Always Love You”yu söyleyen Jennifer Hudson’ın aldığını söylüyorlar ama tabii ki asla onun yerini tutamadı. Tıpkı yeni Michael Jackson bulamadıkları gibi… Koluna tek göz dövmesi yaptıran Justin Bieber, Michael’ın tırnağı bile olamadı. Yalnız Amy Winehouse’ın yerine konulan Adele sanki en başarılı yer değiştirme oldu gibi… Lady Gaga’nın yine o törende giydiği yas kıyafeti ve Nicki Minaj’ın ayin tadındaki gösterisi Grammy’de tüm dünyaya açık bir kurban merasimi yapıldığını kanıtlar nitelikte… Yıllar evvel YouTube’da illuminati ile ilgili videoları izlerken “Sırada Eminem ve Whitney Houston var” denen bir video görmüştüm. Whitney öldüğünde o video aklıma geldi ama tekrar aradığımda bulamamıştım. Yerinde yeller esiyordu. YouTube’da birçok deşifre videosu var ve koyanlar videolarının silindiğini de söylüyorlar. Kesin kaldırdılar o videoyu… Eminem, şeytan gibi kırmızılara bürünen Lady Gaga’ya ödül verirken Gaga onun kulağına fısıldamıştı ve illuminati tarikatını bırakan Eminem’in gözleri faltaşa gibi açılmıştı dehşete düştüğü için… Belki de Lady Gaga onu uyarmıştı. Böylece Eminem’i tekrar geri kazandılar ve Rihanna ile kaç tane düet bile yaptı. Tekrar zirveye yerleşti ama Whitney Houston vicdanını dinledi ve canından oldu.

Michaels-Daughter-Paris-Jackson-and-illuminati-Mason-drawings-twitter-tweet

Whitney Houston’da olduğu gibi bu sanatçılar hakkında medyada ölümlerinden önce yok “Bir ayağı çukurda”, yok “Ne halde geldi?” gibi asparagas haberler çıkar. Bunlar özellikle medyaya servis edilmiştir. Hatta photoshop bile kullanılmıştır. Örneğin Whitney Houston, Michael Jackson’ın 30. yıl kutlamasında sahneye çıktığındaki video ile medyadaki photoshop’lu fotoğrafları karşılaştırın. Videoda son derece sağlıklı ve genç görünürken fotoğraflarda yaşlı ve zayıf bir Tina Turner gibi görünüyor. Aynı şey Michael Jackson için de geçerli… “6 aylık ömrü kaldı” gibi haberler yapılıyordu. Cilt kanserini yendiği halde tekerlikli sandalyede fotoğrafları yayınlanıyordu. Halbuki Michael’ın kılık değiştirme taktiğidir engelli birini oynamak… Fakat gerçekten de MJ için verdikleri ömür süresi o kadar kalmıştı. Halbuki Michael’ın ne kadar sağlıklı olduğu “This is it” turnesinin prova görüntülerinden de, otopsi fotoğraflarından da açıkça görülüyor. Tıpkı Whitney Houston’da olduğu gibi Michael Jackson’ın da cesedinde morluklar, dizlerinde, yüzünde ve boynunda yara izleri, kollarında çok sayıda delik bulundu. 1.75 boyunda, 62 kg ağırlığındaki Jackson’un kalbinin de sağlam olduğu kaydedildi. Bu da onların birilerine karşı direndiğini ama zor kullanıldığını kanıtlıyor. Tıpkı Whitney Houston’ın kızı gibi Michael Jackson’ın kızı Paris Jackson’ın da hayatından şüpheliyim. Çünkü hatırlarsanız Paris Jackson, ilaç alarak intihar teşebbüsünde bulunmuş ve bıçakla kendini kesmişti. Babasının ölümünden sonra medyanın odağı haline gelen Paris’in zor dönemler geçirdiğini ve babasını özlediği söyleniyordu. İntihar nedenin anlatan bir mektup bile bırakan Paris daha sonra amacının ölmek olmadığını, sadece ilgi çekmek olduğunu açıkladı. İlgi çekmek istediği konu da kendisi değil; illuminati’ymiş. Hatta isim vermeden illuminati ile ilgili tweet’ler atmış. Fakat sonra esrarengiz bir şekilde silinmiş. Ayrıntılar http://vigilantcitizen.com/latestnews/paris-jackson-enters-treatment-facility-her-illuminati-tweets/ adresinde ama ben özetleyeyim. “They Don’t Care About Us’taki they’in kimler olduğunu anlamam uzun sürdü. 3 yıl evvel kimler olduğunu anladım. Sır gibi görünen örgüt aslında gerçekten de sır değil. Nereye bakmanız gerektiğini görürseniz anlayacaksınız. Bilginin size gelmesini beklemeyin, ararsanız bulacaksınız.” diyor özetle… Zaten o klibin “Brezilya’yı fakir gösteriyor” bahanesiyle yasaklanmasının bir nedeni vardı. Klipte duvardaki tek göz graffitti’sinin önünde Popun Kralı “Beni öldüremeyeceksiniz” diyordu. Yahudice küfürler saydırıyordu. “Black or White” klibinin sonundaki panter dansı sahnesi erotik bulunduğu için yasaklanmıştı. Halbuki her zaman yaptığı apış arası tutma hareketi dışında müstechen bir sahne yoktu. Zira bu nedenden olsaydı kendi yaptıkları seks temalı bütün klipleri yasaklamaları gerekirdi. Ne klipler ekranlarda dönüyor da kabak “Black Or White”a mı patlıyor? Çünkü illuminati Michael’ın o sahnelerdeki masonluk, ırkçılık, medya karşıtı anti-subliminal mesajların farkına varmıştı. Araba camındaki yazılar silinerek televizyon kanallarına servis edilmişti. Jackson’ın “Privacy” ve “Tabloid Junkie” gibi medya karşıtı şarkılarına da kulak kabartmanız lazım. Hele hele Privacy’de “İhtiyacınız olan hikaye için beni gömebilirsiniz” demesi ve Prenses Diana olduğundan şüphelendiğim kovalanıp şaşırtılarak ölmek zorunda kalan, şansı olmayan arkadaşını anlatması, bunun da birçok örnekten biri olduğunu vurgulaması ve yayılan bir mesajdan bahsetmesi sizce hedefinin illuminatici medya olduğunu göstermiyor mu? Ve ayrıca yine Paris’in düşüncesini destekleyen bazı el çizimleri var. Bu çizimler de Paris’in bahsettiği örgütün illuminati olduğunu kanıtlıyor. Zaten ben sonradan neden Michael Jackson’ın çocuklarının yüzlerini kapadığını anladım. Bence nedeni erken yaşta şöhret olmasınlar diye değildi. Tabii o da var ama neden sizce illuminati kraliçesi Madonna bebekliğinden beri çocuklarnın boy boy fotoğraflarını yayınlatıyordu ve kliplerinde, belgesellerinde falan oynatıyordu da MJ maske taktırıyordu? Bence nedeni onları illuminati’den korumak istemesiydi. Çünkü zaten Michael tehditler alıyordu. Çocuklarının tanınmamasını istedi, çünkü onlara kötü bir şey yapabilirlerdi. Zaten sonra öldürülünce Jackson ailesi ilk kez Paris, Prince ve Blanket’in yüzlerini kamuoyuna sunmaya karar verdi. Yapacak bir şey kalmamıştı. Zaten karşı taraf kazanmıştı. Michael’ı yok etmişlerdi. Ama şimdi Michael’ın annesi Katherine, Jermaine, La Toya ve Paris illuminati’ye karşı savaş açtılar. Sadece bu isimleri saydım, çünkü faaliyet içinde olanların sadece onların olduğunu gördüm. Bence Paris ilgi çekmek için intiharı seçmekle büyük hata yaptı. Çünkü bir cinayete kurban gidebilir ve intihar süsü verilip “Zaten daha önceden de intihar girişiminde bulunmuştu” diyebilirler. Allah korusun. Davadan sonra Michael’ı koruyan İslam Birliği’ydi. Michael, kafasını dinlemek için de Bahreyn’i seçmişti hatırlarsanız… Michael, kızkardeşleriyle mahkeme salonundan çıkarken onları izleyen kalabalık arasından ölüm tehditi almıştı ve apar topar uzaklaşmışlardı. Onun korumaları filan Müslümandı. Müslüman olan Jermaine’in yardımıyla yine Müslüman bodyguard’lar tutmaları lazım bana göre…
La Toya Jackson’ın YouTube’da da bulabileceğiniz röportajında Michael’ın ablası “Babam beni aradı ve ben evdeydim. Ben tam da telefonumu yeni bırakmıştım, iş ortağımla konuşuyordum ve bana Farah’tan bahsetmişti. Ve ben ‘Olamaz’ dedim. Çünkü sıradakinin kim olduğunu merak ediyordum. Çünkü bu daima üçerli oluyor.” diyordu. Bu da akıllara Michael Jackson’ın 1997’de Prenses Diana ile ilgili verdiği röportajı getiriyor. Popun Kralı o röportajda “Uyandığımda doktorum haber verdi. Acıyla geriye düştüm. Ve ağlamaya başladım. Acıyı içimde, midemde ve göğsümde hissettim. Sonra dedim ki: ‘Bunu kaldıramam… Bu çok fazla’! Onu gerçekten tanıdığım için böyle hissettim. Ve acının doruğundayken ‘Bir ölüm daha olacak! Çok yakında, geldiğini hissediyorum… Bir ölüm daha geliyor ve dua ediyorum ki ben olmasın… Lütfen benim olmasına izin verme…’ diye düşündüm. Ve sonra Rahibe Teresa vefat etti. Bunu daha önce de yaşamıştım ve sıradakinin kendim olduğumu düşündüm” demişti. Evet, belki de Michael Jackson bir sarışın bayan arkadaşından sonra öleceğini yıllar önceden biliyordu, hissediyordu ya da tahmin etmişti. Bu kişi Lady Di olmadı ama yıllar sonra, 2009’da Farah Fawcett oldu. Sky Saxon da onlarla aynı gün vefat etmişti ve La Toya’nın dediği gibi üçerli olmuştu. İlluminati tarikatının da zaten genelde üçerli kurban verdiği ve tam olarak anlaşılmasın diye bir kişinin diğerlerinden daha şöhretli olmasına dikkat ettiği söyleniyor. Yani ünlülerden birisi manşetlerden verilirken, diğerleri küçük yan haber olarak çok da göze çarpmıyor. Belki diğerleri Meksikalı bir sanatçı ya da Hollywood’da bir senarist olurken biz film yıldızını konuşuyor olabiliyoruz.

 

Pyramids of Giza at sunset, Cairo, Egypt

Yine aynı televizyon programında La Toya, erkek kardeşinin öldürüldüğünü mü düşündüğü sorusuna “Kesinlikle” cevabı veriyor. Sözlerine “Başta bunu söylemiştim. O günden beri buna inanıyorum. Hatırlamalısın, Michael bana sürekli onu öldüreceklerini söylerdi. Öleceğini söylerdi. Ve annemin çığlığını duyduğumda hemen ‘Bunu kim yaptı?’ diye sordum. ‘Ne oldu? Niçin çığlık attın?’ demedim. Direk ‘Kim yaptı?’ diye sordum. Çünkü o bunu sürekli söylerdi. Sadece bana değil, anneme de bahsederdi. Annem de bundan oldukça sık bahsederdi.” diye devam eden La Toya “Peki bunu kim yaptı?” sorusunu duyunca duraksıyor. Ardından üstü kapalı davranmaya devam etmeye karar verip “Bununla ilişkili birkaç şey var. Doktora bakıyorsun ve bir günah keçisi görüyorsun. O bir günah keçisiydi. Arka planda gizlice yöneten başka insanlar var.” diyor. Michael Jackson’ın ilk karısı Lisa Marie Presley de eski kocası olan Michael’ın bir gün kayınpederi Elvis Presley gibi ölü bulunmaktan korktuğunu söylediğini anlatmıştı zaten. Bu açıklamasının ardından Lisa Marie de evinde bilekleri kesik şekilde bulunmuştu ve açıklaması da güya Michael’a çocuk veremediği için pişmanlık duyması olarak söylenmişti. 2005’deki dava sırasında da Michael Jackson yakın arkadaşı Dick Gregory’ye “Lütfen beni bırakma, beni öldürmeye çalışıyorlar” demiş. Kendisini iyi hissetmeyen ve kötü görünen Michael’a “En son ne zaman yemek yedin ve su içtin?” diye soran Gregory’ye Jackson’ın cevabı “Beni zehirlemeye çalışıyorlar” olmuş. Efsanevi sanatçının son yıllarında aşırı zayıflamasının nedeni de her yemeğe güvenmemesi olabilir. Çünkü masonların ellerinde bulundurdukları medya ve davalar ile Michael’ın imajını zedelediler, tıpkı Tupac Shakur ve R.Kelly’ye yapılan suçlamalar gibi ama Popun Kralı davayı kazanınca bu kez öldürmeye karar verdiler. Bunun üzerine Michael’ı hastaneye götüren Gregory’ye doktorlar “12 saat daha bu şekilde kalsaydı ölebilirdi” demişler. Yani 2009’da öldürülerek “This is it” ile kariyerine geri dönmesine izin verilmeyen MJ aslında 2005 yılında ölebilirdi. Michael Jackson’ın menajeri Dieter Wiesner’in Pupa Yayınları tarafından Türkiye’de de basılan “Michael Jackson: Gerçek Hikaye” adlı kitabını okuyun. Asla açık açık illuminati demiyor ama okurken kimleri kastettiğini anlıyorsunuz. Daha arka kapağında Jackson’ın “Kendim ve çocuklarımın hayatı için endişeliyim, korkuyorum” sözü yer alıyor. Zaten The Beatles’ın da şarkılarının bulunduğu ATV kataloğununun telif haklarını elinde bulundurduğu için peşinde oldukları Michael; Örümcek Adam, Fantastik Dörtlü, Yeşil Dev, Kaptan Amerika gibi çizgi roman kahramanlarına sahip yayın şirketi Marvel’i satın almaya girişmesiyle beraber kendi ölüm fermanını da yazmış oldu. Eğer 2003’de bu iftiralar 1993’te olduğu gibi tekrar başlamasaydı “Yenilmezler” filmindeki karakterlerin filmleri “MJ Studios – The Movie Studio Of Tomorrow” tarafından çekilecekti. Belki de bir karakteri de kendisi oynardı. Clear Channel aracılığıyla “What More Can I Give”i yayınlaması da Sony Müzik’i kızdırmıştı ayrıca… “Invincible” albümünün promosyonunu durduran ve şeytan olarak nitelendirdiği Tommy Mottola başta olmak üzere çok çektiği Sony’den bağımsız bir ürün çıkarması işlerine gelmiyordu. Ölüsü daha değerliydi. Çünkü böylece “Michael”, “Bad 25”, “Xscape”, “Immortal” gibi albümler yapıp satış rekorları kırabileceklerdi. Yaşayıp da kendi şirketini mi kursaydı? Tom Sneddon da planını yaptı ve Martin Bashir’in Neverland’e yollanmasıyla karalama kampanyası başlamış oldu. Ve nedense Michael’ın Marvel’i satın almasını sağlayacak 1.2 milyar dolara destek veren sponsorlar ve bankalar dava nedeniyle antlaşmalarını bozmuşlardı. Böylece bırakın Marvel’i satın almayı, yüklü bir borç altında kaldı tüm zamanların en çok satan şarkıcısı… 50 konserlik “This is it” turnesine çıkmayı bile kabul etmek zorunda kaldı ama daha çok düşü vardı. Olmadı, engellediler… Ağabeyi Jermaine Jackson ise konuyla ilgili “Michael mükemmeliyetçi biriydi. Ve onun hala mükemmeliyetçi olduğunu söyleyebilirim, çünkü onun müziği sonsuza kadar yaşayacak. O gerçekten Allah’ın bir lütfuydu. Bunu söylüyorum, çünkü o birçok yetenek ve kabiliyetle lütuflandırıldı. Genelde bazı başka insanlarda da var, ama bunu doğru şeyler için kullanmıyorlar. Michael, Allah’tan bir lütuf aldı ve bunu çocuklara, insanlara ilham olarak bunu geri verdi. Yaşadığımız bu hasta dünyada onlar her şeyiyle onu bitirmeye çalıştı. O çocuklar tarafından çok sevildi ve çocukların sesi oldu ve buna rağmen bu yanlış iddialar nasıl yapıldı? Bütün bu yanlış iddialar; çocuk tacizcisi… Conrad Murray’in kliniğe geri dönmesine çok üzüldüm. Bunu söylüyorum; çünkü o en muhteşem insanlardan birinin hayatını aldı. Onun yeteneğinden veya sanatçılığından değil, insan olarak öyleydi. Allah’ın lütuflarını almak için evler, arabalar onu ilgilendirmiyordu. İnsanlara ilham olarak bunu geri verdi. Ne acı! Bunların tümü planlandı. Bunların hepsi komploydu. Amerikan hükümetinin bir parçası FBI, Michael Jackson’a 17 yıldan beri soruşturma yapmak için uğraşıyor. Fakat niçin? Hiçbir şey bulamadılar ve defalarca onu yıkmaya çalıştılar. Popülerliğini azaltmaya çalıştılar. O çok başarılı ve güçlüydü. Sadece İslam’ı kabul etmiş olmasını diliyorum. Ben çok uğraştım. Çünkü bu onun koruyucusu olacaktı. O çok çalışıyordu. Onun tüm güvenliği Müslümandı. O bu yolculuğu yapmaya hazırdı. O tüm bu FBI dosyalarından serbest kaldı. Hiçbir şey bulamadılar. Onun ölmesinin sebeplerinden biri de budur. Onda münasebetsiz şeyler aradılar. O çok başarılı oldu ve bu bir çeşit tehdit haline geldi. O politikayla ilgilenmezdi. İnsanlara yardım etmekten başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Onlar gerçekten onu hapse atmayı düşündü. Fakat görüyorsunuz, Allah çok merhametlidir. Çünkü o masumdu. Dünyanın her tarafında iyilik yaptı ve müziğiyle bu mesajı verdi. Onlar onu bitirmeye çalıştı fakat bu gösterdi ki; Allah hakimlerden daha güçlüdür, iddiacılardan daha güçlüdür. Her şeyden daha güçlüdür. Onlar ona karşı koyamadılar. Bence Batı dünyası İslam’ı gerçekten tektik ederse, bu terörist kelimesiyle Müslümanları sıfatlandırmayı durduracaktır. İslam gerçekten daha iyi bir dünya için vardır. Şimdiye kadarki en saf dindir.” demişti. Bütün bu yazdıklarımın video kayıtları YouTube’da var. “Müzik Endüstrisi Deşifre” diye arama yaparsanız göreceksiniz. Michael Jackson’ı Türkiye’ye getiren Ahmet San da defalarca onun Müslüman olduğu için öldürüldüğünü söylemişti. http://www.tst.gen.tr/Music/MjSoz2.htm adresine gidip en aşağıdaki Şehrazat röportajını okuyun. O da benzer şeyler söylüyor. Yalnız şu bir gerçek ki; ister Müslüman olsun, ister Hristiyan; Michael Jackson ruhunu şeytana satmadı. Katy Perry, Bob Dylan gibi sanatçılar açık açık ruhlarını şeytana sattıkları için şöhret olduklarını söylüyorlar. Bunların da kaydı YouTube’da var. İşte bu yüzden onlardan daha başarılı olan Jackson’ın Müslüman olma ihtimali bile illuminaticilerin işine gelmedi ve ipini çektiler.
Peki neden normal insanları değil de ünlüleri hedef alıyorlar? Ömer Çelakıl programında bunun nedeninin yetenekleri ve duygusal hisleri nedeniyle onların farklı bir enerjisi olmasına bağlamıştı. Michael Jackson hayranı olduğum için daha çok onun üzerinden gittim bu yazımda ama yukarıda bahsettiğim tüm sanatçılar illuminati kurbanı oldu. La Toya Jackson’a da kötü bir şey olacak diye korkuyorum. Eskiden onu sevmezdim, çünkü ailesiyle ilgili her türlü olumsuzlukta medyanın yanında oluyordu ama o da bir takım güçler tarafından uyuşturucu madde verilerek zorla kağıttan okutularak bu suçlamaları Michael’a ve ailesine yaptığını itiraf edince ve son davada bu kez Michael’ın yanında yer alınca bir kurban, bir maşa olduğunu anladım. Şimdi ise “Kardeşimi öldürdüler ve bunu kimlerin yaptığını biliyorlar. Sizi temin ederim ki; sadece Dr. Murray değil! Daha fazla insan var ve tam olarak kimlerin olduğunu biliyorlar. Tam olarak nelerin döndüğünü ve nelerin olduğunu bilmenizi sağlayacağım.” diyerek illuminati’ye karşı savaş açtığını ilan ediyor. Bu da hayatının tehlikede olduğu anlamına geliyor. Zira Janet Jackson da kariyerinin zirvesindeyken yine bir karalama kampanyasına kurban gitmişti. SuperBowl performansında “Rock Your Body”yi söylerken göğsünü açan Justin Timberlake’e bir şey olmamışken olan Janet’e olmuştu. Justin, Michael’ın yerine konmaya çalışıldı diğer birçok aday gibi, Janet ise bitirildi. Artık sesi soluğu çıkmıyor. Nasıl Marilyn Monroe ve ilişki yaşadığı, masonlara karşı savaş açan nadir Amerikan Başkanı olan John F. Kennedy’nin arka arkaya öldürülmelerinin ardından enteresan bir şekilde Kennedy ailesinin diğer fertlerinin de teker teker zamansız ölümleriyle gündeme gelmeleri gibi dünyanın belki de en yetenekli ailesi olan Jackson ailesine de bir seri cinayet uygulanmasından korkuyorum. Ben, benim gibi düşünen birçok MJ Fan’ın adına bunları yazdım. Hatta diğer sanatçıların hayranları adına da yazdım. Aslında sadece bu sanatçıların hayranları olan müzikseverler değil; bu ünlüler ile ilgisi olmayan bazı insanlar bile onların illuminati tarafından öldürüldüğüne inanıyor. Lütfen yazımla ilgili düşüncelerinizi benimle bir şekilde paylaşın. Olumlu ya da olumsuz… İster iddialarıma destek veren bilgiler sunun, isterse çürütün. Her iki türlü de memnun olacağım. Çünkü yazılarım uzun olmasına rağmen bir çırpıda keyifle okuduğunuzu yazıyorsunuz. Bu da beni mutlu ediyor. Her şeye rağmen müzikten soğumayın. Müzik ruhun gıdasıdır ama bu gıdanın zehirli değil, besili olması için gözlerinizi dört açıp subliminal mesaj kurbanı olmamanız gerekiyor. Farkında olursanız bilinçaltınıza kötü şeyler gitmez. Gelecek yazılarda görüşmek üzere…

NOT: Bu yazı 04.03.2015 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Turgay-Suat-Tarcan/lluminati-ve-muzik-duenyas.html adresi için yazılmıştır.

©2015 Sadece Müzik Net / Turgay Suat Tarcan


Article Categories:
Müzik
Likes:
1

Leave a Comment