18 NİSAN 2008 CUMA: Bugün benim için çok önemliydi. Çünkü bizim kanala hem en çok sevdiğim Türk şarkıcı (yani Şebnem Ferah), hem de Heroes’dan sonra en çok sevdiğim yabancı dizi olan Lost’un oyuncularından biri (Sawyer, yani James Ford, daha doğrusu Josh Holloway) gelecekti akşam… Sırf Sawyer yüzünden tüm çalışanlar Beyaz Show’a gelmek istiyorlardı, fakat benim bir de Şebnem Ferah sebebim vardı. Josh Holloway yüzünden güvenlik normalden daha sıkıydı. Çalışanlar bile davetiyeyle giremiyordu. Fakat güvenliğe yalvardım yakardım, Şebnem Ferah t-shirtümü bile gösterdim ve izin aldım. Adam “Yalnız 10 buçukta gelme, 11’de gel. Çünkü karışık oluyor o saatlerde” dedi. Ben de kulise gittim. Buket beni hatırladı. “Yüzünüz yabancı gelmiyor” dedi. Ben de onun doğum günü partisini ve Şebo’nun 10. yıl plaketini veren kişi olduğumu hatırlattım. Ayak üstü biraz sohbet ettik Buket’le… Şebnem Ferah gerginmiş, o yüzden görüştürmediler. Bir de menajeri ve Beyaz Show ekibinden biri tartışma yaşadılar. “Şebnem Ferah provanın kayıt altına alınmasını istiyor, bu konuda çok titiz”, “Bu mümkün değil çünkü öyle bir sistemimiz yok” diye… Makyaj odasının orada gördüğüm adam da programa sonradan katılacak Azerbaycanlı spiker Gündüz Abbaszade’ymiş. Neyse, burada çalışmaya başladığımdan beri rahmetli Aysel Gürel’den “Ağlamak yooook, gülmek var” şarkısını söyleyen adama kadar görmediğim ünlü kalmadı fakat herhalde en çok bugün tatmin oldum. Çünkü defalarca konserine gitmeme rağmen Şebo’yu tekrar görmek beni çok mutlu etti. Ayrıca dünya çapında ünlü bir aktör olan Josh Holloway’i de dünya gözüyle gördüm. Diğer konuk Bergüzar Korel’di ama “Binbir Gece”yi izlemediğim için kendisini tanımıyorum. Ne zamandır Şebo’yu canlı dinlememiştim. Ayrıca sevdiğim yabancı bir dizinin başrol oyuncularından birini görmek de insanı heyecanlandırıyor. Henüz Sawyer gelmeden evvel güvenlik çıkmamı istemişti ama ben çaktırmadan başka bir tarafa geçip saklanmıştım, çünkü Sawyer’ı görmeden gitmek istemiyordum. Bir taşla iki kuş vurmak istiyordum. Zaten az kaldı. Ben 12 çeyrek servisiyle çıktım. O da hemen ardımdan çıkmış zaten. Kalmak isterdim ama davetiyem yoktu. Kaçak girmiştim. Şovun devamını evde izledim. Uykum da gelmişti zaten…
