banner
banner

Cher bir başka disko efsanesi ABBA’nın müzikalinde!

Tüm sinemaseverlere yeniden merhaba;

Elbette ki vizyona giren başka yeni filmler de izliyorum. Örneğin geçtiğimiz günlerde Keanu Reeves’in “Sibirya”sını ve başrolünde gurur kaynaklarımızdan birisi olan bir Türk Can Aydın’ın oynadığı Amerikan yapımı film “On The Ropes”u da izledim. Evet, “İpin Üstünde” hep hayalini kurduğumuz Hollywood’da oynayan sayılı Türklerden birisi olan Can Aydın’ın esas oğlanı canlandırmasıyla ülkemiz için önemli bir film oldu. Fakat hem o, hem de “Siberia” alışık olduğumuz aksiyon filmlerinden farksız olduğu için film kritik yapma hakkımı 3 gün evvel gittiğim “Mamma Mia! Here We Go Again”den yana kullanmak istiyorum.

Dile kolay, ilk “Mamma Mia!” filminden bu yana tam 10 yıl geçmiş. Favori müzikal filmlerimden birisidir. Hatta “Sadece Müzik” sitesi için yaptığım “Tüm Zamanların En İyi Müzikal Filmleri” listemde filmi 3. sıraya koymuştum. Bu gerçekten önemli bir skor, çünkü zaten birinci ve ikinci sırada Michael Jackson’ın filmleri “Ghosts” ve “Moonwalker” yer alıyordu. Yani Popun Kralı hiç film yapmasaymış birinci bile olabilirmiş “Mamma Mia!”… O yüzden 10 yıl aradan sonra filmin devamı olan “Mamma Mia! Yeniden Başlıyoruz” filminin çekildiğini öğrenince her Meryl Streep ve ABBA hayranı gibi ben de heyecanlanmıştım. Fakat daha önceden de ABBA’nın kukla show’u “The Last Video”da oynayarak gruba destek veren efsanevi şarkıcı Cher’in de filmde yer alacağını öğrendiğimde heyecanım tavan yapmıştı artık.

Çünkü her ne kadar dönem dönem başka tarzlara göz kırpsa da Cher de tıpkı ABBA gibi bir disco kraliçesidir. Hatta “Dancing Queen” şarkısı ona yazılmış gibidir. Bir disko idolü bir başka discotheque efsanesinin şarkılarını söylerse tadından yenmez. Gerçi filmde Cher sadece “Fernando” ve filmdeki tüm yıldızların bir araya geldiği düet “Super Trouper”ı söylüyor ama o bile bir diva olan Cher’in vokal performansının ne denli kuvvetli olduğunu bir kez daha hatırlamamıza yetiyor. Ve Cher bu filmden etkilenerek sırf ABBA şarkılarından oluşan bir albüm yapacağını söyleyerek bizi bir kez daha heyecanlandırdı! O albümü iple çekiyorum desem yeridir. cher-abbaFilmde hemen hemen herkesin sesi güzel. Özellikle de Sophie’yi canlandıran Amanda Seyfried’ın sesinin ne kadar güzel olduğunu biliyoruz. Donna’nın gençliğini canlandıran Lily James’in de ondan geri kalır yanı yok. Hatta ABBA sound’una en yakın vokal performansının “Sindirella”dan da tanıdığımız Lily’ye ait olduğunu söyleyebilirim. Agnetha Fältskog ve Anni-Frid Lyngstad karışımı sesiyle ABBA ruhunu canlandırıyor diyebiliriz ama bir Lady Gaga edasıyla filme görkemli bir giriş yapan Cher ilerleyen yaşına rağmen hepsini ezip geçiyor. Filmin konusu aslında Donna hayatını kaybettikten sonra geçiyor ve daha önceki filmde sözle anlatılan Donna’nın gençlik maceralarına kadar uzanıyor. Flashback sahneleriyle günümüzdeki maceralara geçiş çok iyi şekilde kurgulanmış. Fakat korkmayın, herkes playback yaparken daha doğal olsun diye şarkılarını canlı okumayı tercih eden Meryl Streep de sürpriz şekilde filmde görünüyor. DiTrgPHX4AAK0NvSpoiler vermiş gibi olmayayım ama ne şekilde göründüğünü siz merak edip filme giderek görün. Zaten Oscar’lı oyuncu filmde olmasaydı büyük eksiklik olacaktı. Zira filmin Londra galasında Cher ve Meryl Streep’in olaylı arkadaşça (!) öpüşmesi filmde iki efsanenin de olacağının kanıtıydı. İkili daha önceden de “Silkwood” adlı filmde beraber oynamışlardı.

Filmin yarısı 70’li yıllarda geçtiği için ABBA ruhunu fazlasıyla, hatta belki de ilk filmden daha çok alıyoruz. Ayrıca filmin önemli bir bölümü Yunanistan’da geçtiği için bazı şarkıların düzenlemelerinde Yunan tarzını ve tınılarını duyabilirsiniz. Gerçi ilk filmde de bu vardı ama bu kez daha fazla var ve neredeyse “Zorba” müzikaline girebilecek şekilde düzenlenmiş bazı şarkılar… İlk filmde duymadığımız şarkıların olduğu kadar yeniden dinleme şansını elde ettiğimiz ABBA şarkıları mevcut… Zaten ABBA’yı ABBA yapan bu şarkılar olmazsa olmazdı. Mesela benim en çok sevdiğim ABBA şarkısı “Dancing Queen”dir… O yüzden bu şarkının da tekrar “Mamma Mia! 2″de yer alması beni büyük şekilde keyiflendirdi diyebilirim. Sinema salonunda en çok tempo tuttuğum an da şarkının çıktığı zamandı ama tabii ki hepsini seviyorum ben de… Cher’in TV programında düet yaptığı The Jacksons’tan tutun Bee Gees’e kadar bütün diğer disko efsanelerini de seviyorum. Donna Summer, Kool & the Gang, Justin Timberlake, Gloria Gaynor, Boney M, Diana Ross, Michael Jackson, Irene Cara, Daft Punk, Madonna, The Village People, Modern Talking, Pharrell Williams, Chaka Khan, Aretha Franklin ve bu müziğe gönül vermiş bütün starlar vazgeçilmezlerim arasındadır.

Film o kadar hoşuma gitti ki, kankalarımdan oluşan bir WhatsApp grubuna “Lütfen bu film vizyondan kalkana kadar beni sinemaya hapsedin. Patlamış mısır yeyip sinema tuvaletini kullanırım, gece sinema koltuklarında uyurum. Razıyım!” diye yazmışım filmden çıktıktan sonra… Yalnız geçen yazıda bahsetmeyi unuttum, Cinemaximum’un yaptığı gereksiz zam çok ayıp olmuş. Korsan film almıyoruz, internetten indirmiyoruz diye enayi yerine koyulmamız hiç hoş değil. “Yanında orta boy mısır ve içecek de ikramımız” diyorlar. Tabii ki o fiyata ikram edeceksin. Yoksa insanlar daha çok dijital sinemaya yönelir. Film DVD’si alsan daha ucuza gelir, hem tekrar tekrar izlersin. Sanıyorum sinemaya artık sadece 3 boyutlu filmler için gideceğim daha çok…

MV5BOTE1NTQ1YjUtMzJiYS00MzMxLTlmZWItODU2ZjY4NDJjZmFjXkEyXkFqcGdeQXVyNzk5MTY4MTU@._V1_SX1777_CR0,0,1777,999_AL_

Filmin sonunda o kadar duygulandım ki ağladım. Meryl Streep kısa da olsa performansıyla yine yapacağını yaptı. Bayılıyorum bu kadının oyunculuğuna! Gerçekten dev bir isim. Yazılardan sonra ek bir sahne daha var. Görmek istiyorsanız sonuna kadar sinemadan çıkmayın ama görmezseniz de büyük bir kayıp değil. Filmde bayanların çoğu aradan geçen 10 yıla rağmen aynı görünüyor ama erkekler 10 yılda çökmüş diyebilirim. Bana göre en iyi James Bond olan ve Sam’e hayat veren Pierce Brosnan’dan tutun henüz 40 yaşında olmasına rağmen artık kendinden genç karakterleri canlandırmaması gerektiğini düşündüğüm Dominic Cooper, nam-ı diğer Sky’a kadar tüm aktörler gerçekten yaşlanmışlar. Cooper “İlk Yenilmez: Kaptan Amerika”, “Marilyn ile Bir Hafta”, “Şeytanın İkizi”, “Dracula: Başlangıç”, “Tarih Öğrencileri”, “Vampir Avcısı: Abraham Lincoln” gibi önemli yapımlarda yer aldı ama onu görünce aklıma hep “Mamma Mia!” müzikali geliyor ve öyle gelmeye de devam edecek. Filmde sürpriz bir aktör daha var. “Godfather 3”, “Ocean’s 11”, “Uzaydan Gelen Fırtına” gibi klasiklerden tanıdığımız efsanevi oyuncu Andy Garcia da kadroya eklenmiş! 

Film 2017’de hayatını kaybeden prodüktör, grafiker ve yönetmen Alan MacDonald’a adanmış. Ben de yazımı onun yanı sıra geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden basketbolcu Doğan Hakyemez, artistik buz patencisi Denis Ten, National Geographic kanalındaki belgeselleriyle tanıdığımız Nicholas “Duffy” Fudge, ünlü dizi oyuncusu Elmarie Wendel, TV yıldızı Annabelle Neilson, Hollywood’un jönlerinden Tab Hunter, The Black Keys grubunun üyesi Richard Swift, Bay City Rollers grubunun kurucu üyelerinden Alan Longmuir ve hümanist bir insan olarak Yunanistan’da çıkan yangında hayatını kaybeden insan; hayvan ve bitkilere adıyorum.

 

NOT: Bu yazımı aynı zamanda http://www.sineanaliz.info/cher-bir-baska-disko-efsanesi-abbanin-muzikalinde/ adresinde yayınladım. 


Article Categories:
Sinema
Likes:
0

Leave a Comment