banner
banner

LP’nin dudağından yürekten şarkılar çıkıyor

Bundan 2 yıl evvel LP’nin “Lost On You” albümü ile ilgili bir albüm kritiği yazmıştım hatırlarsanız… Ve hala üzerinden nasıl 2 yıl geçtiğine inanamazken bir LP albümünden daha bahsetmemin vakti geldi. Ama o yazıda Mirkelam’ın albümüne daha geniş yer vermiştim. Şimdi ise LP’nin yeni albümü “Heart To Mouth”tan daha çok bahsedeceğim. Sezen Aksu’nun “Demo” albümüne ise kısaca değineceğim.

albumkritigi_LP_1
Sezen Aksu’nun eski yazılarımın birinde bahsettiğim “Biraz Pop Biraz Sezen” albümünün sanatçının son çalışması olacağı açıklanmıştı. Fakat Sezen Aksu bu… Üretmeden duramaz. Daha önceden de Zerrin Özer’den Teoman’a birçok şarkıcı müziği bıraktıklarını açıklamıştı. Hatta Kayahan’ın bir albümüne “Son Şarkılarım” adını vermesinin nedeni müzik kariyerine son vermek istemesiydi. Fakat hemen hemen hepsi kaldıkları yerden devam ettiler. Gerçi Sezen Aksu’nun bu CD’si demo şarkılarından oluşuyor. Yeni bir çalışma yok yani ama ben bu albümü, kraliçenin devam edeceğinin sinyali olarak görüyorum. Aslında bu albüm bir YouTube projesi olarak başlamıştı. Ama 1-2 ay evvel CD olarak da basıldı. İyi de oldu. Ben çok beğendim. “Işık Doğudan Yükselir” için kaydettiği fakat o albüme giremeyen, Arif Sağ ve rahmetli Nuray Hafiftaş ile salonda beraber söylediği, piyanoyu yine aramızdan ayrılan Attila Özdemiroğlu’nun çaldığı “Ah Beni Beni” türküsü dışında hiçbir şarkı demo gibi duyulmuyor. Hepsi profesyonelce kaydedilmiş ve söylenmiş. Hareketli şarkılardan favorim daha önceden Rengin’in söylediği “Aldatıldık” ve slowlardan favorim ilk Mustafa Ceceli’nin yorumuyla duyduğumuz “Bekle” oldu. Sezen Aksu daha önceden “Düş Bahçeleri” ve “Yürüyorum Düş Bahçeleri’nde” adlarında iki albüm yapıp başka şarkıcılara verdiği kendi bestelerini yorumlamıştı. Bu da bir nevi bu albümlerin devamı sayılır. Fakat dördüncüsü çıkarsa adı ne olacak? Çok merak ediyorum. Yoksa “Yürüyorum Düş Bahçelerinde, gördüğüm düşümden büyük bahçe yok” mu olacak? 😀 Valla böyle giderse o “Sahibinin Sesinden” albümlerini karıştıracağız. 😛

fft371_mf30039011
Ve gelelim LP olarak bildiğimiz Laura Pergolizzi’nin “Heart to Mouth” albümüne… Böyle nevi şahsına münhasır sanatçılara bayılıyorum. Kimseye benzemiyorlar. Kimseyi taklit etmiyorlar. Ancak taklit edilirlerse benzerleri oluyor. Bu yüzden LP, yeni şarkıcılar arasında favorilerimden birisi oldu çıktı. Sesini de çok beğeniyorum. Bu albüm aslında 7 Aralık 2018 tarihinde yayınlandı ama Türkiye’ye gelişi 2019’u buldu. Hatta CD kutusunun arkasında “©2019” diye yazıyor. Giriş şarkısı “Dreamcatcher” harika bir country şarkısı… İnsanın aklına western filmleri, kovboylar, atlar filan geliyor. İkinci parça “When I’m Over You” modern bir soft rock çalışması… O kovboy filmlerinden çıkıp günümüze ışınlanıyorsunuz. Hemen arkasından gelen “One Night in The Sun” akustik gitarla çalındığı için sizi bir akustik konserde gibi hissettiriyor ama bir yandan da film müziği gibi bir havası var. Başarılı soprano vokalini yoğun şekilde duyduğumuz şarkılarından biri haline gelmiş.
Önce Rihanna “Good Girl Gone Bad” diye seslendi, sonra Madonna “Girl Gone Wild” diye haykırdı. Şimdi ise LP “Girls Go Wild” diyor. Şarkıyı zaten biliyorsunuz. Albüm çıkmadan aylar evvel single olarak yayınlanmıştı. 90’lardaki rock şarkıları gibi bir soundu var. Onu takip eden “Recovery” slow tarzı ile atmosferi hemen değiştiriyor. Piyano ile çalındığı için insanın aklına ister istemez yavaş Evanescence şarkıları geliyor. Hemen arkasından “The Power”a geçiş o kadar iyi ki, bir konserde hissediyorsunuz kendinizi… Aaah ah, LP Türkiye’ye de gelmişti ama biletler hızla tükendiği için çok istememe rağmen konserine gidememiştim.

lp-1-edited
Neyse, LP hayal kurmayı çok seviyor sanırım. İlk şarkı “Dreamcatcher”dı, yedinci parçanın adı ise “Dreamer”… İsim çağırıştırmasına takılmayın, harika vokal oyunlarına kaptırın kendinizi… “House On Fire”da yine atmosfer değişiyor ve insanın aklına gitarla çalınan İspanyol müzikler, o kültüre ait şeyler; mesela boğa güreşi geliyor. Onu takip eden “Hey Nice To Know Ya” eski albümlerinden fırlamış gibi olan klasik bir LP şarkısı… Hemen arkasından gelen “Die For Your Love” ve “Shaken” parçaları sizi 2010’lu yıllara geri götürüyor. Power TV’de falan çıkan modern tarzlara daha uygun. Bu şarkıların hit olma potansiyelleri var. Biraz popa da kayıyor LP, bu iki şarkıda ama geçen seneye damgasını vuran “Day By Day” gibi bazı pop şarkıları veya parçalarının remixleri olsa da ben onu alternatif sularda yüzen bir rockçı olarak görüyorum. Ama hard rock şarkısı “Special” ile albüme muhteşem bir final koymuş LP… Şarkıları hit olsun veya olmasın, muhakkak klasik olur diye düşünüyorum. Hangi tarz okursa okusun, LP çok kaliteli işler çıkartıyor!
Yazıma son verirken maalesef yine geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz isimleri anmak istiyorum. Bu yazımı Hey dergisinin editörü olarak tanıdığımız Hulusi Tunca, akrabamız Firdevs Yenge, en son Cardiff City FC’de oynayan uçak kazası kurbanı futbolcu Emiliano Raúl Sala Taffarel, ünlü gitarist Harold Bradley, meşhur aktör Dick Miller, efsanevi aktrist Louisa Moritz, Grammy ödüllü R&B şarkıcısı James Ingram, profesyonel sörfçü Chris Brown (şarkıcı olan değil yani), genç komedyen Kevin Barnett, özellikle 60’lara damgasını vuran oyuncu Kaye Ballard, henüz hayatının baharında olan patenci John Coughlin, NASCAR yarışlarından tanıdığımız Glen Wood, Broadway oyuncusu Carol Channing, Amerikan futbolu takımı Miami Dolphins oyuncusu Bob Kuechenberg, ünlü sinemacı Jo Andres, Latin müzisyen Kevin Fret ve 24 yaşındaki aktör Mungau Dain’e adıyorum. Hepsi nur içinde yatsın.

 
NOT: 02.02.2019 tarihinde yazdığım bu yazım ilk olarak 04.02.2019 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Turgay-Suat-Tarcan/lp-nin-dudag-ndan-yuerekten-sark-lar-c-k-yor.html adresinde yayınlanmıştır.


Article Categories:
Müzik
Likes:
0

Leave a Comment