banner
banner

2016 Biterken Yeni Albümler ve Kayıplar

Tüm ziyaretçilerime selamlar;
2016’nın bitmesine birkaç gün kala bir albüm kritiği yazısı daha yazmak istiyorum. Bildiğiniz gibi eski albümleri almak daha cazip geliyor ama güzel yeni şeyler çıkmıyor da değil… Ben de 2016 çıkışlı bu 6 albüme kayıtsız kalamadım ve satın aldım.

img_5495
Kısaca değinmek istiyorum bu albümlere… Number 1 FM, “NR1 Hits 2017” adında 25 şarkılık karışık bir CD hazırlamış. Adına aldanmayın. Daha 2017 gelmedi ki, 2017 çıkışlı şarkılar olsun içinde… Aslında bu albüm 2016’nın yabancı hitlerini özetleyen bir albüm… Albümün lokomotif şarkısı tabii ki LP’nin “Lost On You”su… Hatırlarsanız 3 gün evvel yaptığım “2016 Yılının En İyi Yerli ve Yabancı Şarkıları” listemde zirveyi paylaşan şarkılardan birisiydi bu… Gerçekten de 2016’ya damgasını vurdu LP bu şarkıyla… Bunun yanında Arash ve Snoop Dogg ortak çalışması “OMG” ve Sak Noel ile Salvi’nin geçtiğimiz sene beraber fotoğraf çektirdiğim Sean Paul ile beraber söylediği “Trumpets” derlemenin megastarlarından… Sean Paul konserini izlediğim tek isim değil CD’de… “Heaven”ın sahibi Inna’yı da canlı izleme şansına erişmiştim. Tabii ki Shaggy albümün diğer ağır toplarından… DJ Rebel ve Mohombi ile beraber yaptığı “Let Me Love You”nun müziği size tanıdık gelebilir. Çünkü Rachid Taha, Faudel Belloua ve Cheb Khaled’in 1993 çıkışlı “Abdel Kader” şarkısının melodisini kullanmışlar. Ülkemizde de bu şarkının Türkçe versiyonunu Süheyl ve Behzat Uygur “Abdülkadir Abi’ye ya da Unkapanı’na gidelim” diye yapmışlardı. Klibinde de benim bir komşum bodyguard’ı oynamıştı hatta. O klibi yıllar evvel Facebook’ta paylaşıp onu taglemiştim ama kaldırmış etiketi. 😀 O yüzden adını yazmayacağım. 90’ları hatırlatan tek şarkı “Let Me Love You” değil… Lost Frequencies, Haddaway’in “What Is Love”ını, Sound Of Legend ise Eiffel 65’ın “Blue (Da Ba Dee)”sini coverlamış. Albümde Alexandra Stan bile var. Gençlere ve kendisini benim gibi hala genç hissedenler alabilir.
Yine 3 gün evvel yaptığım 2016 listesine giren isimlerden birisi olan Nilüfer’in “Yeniden Yeni Yine” adlı cover albümü de mutlaka her müzikseverin arşivine girmeli. Nilüfer yelpazeyi 70’li yıllardan 2000’li yıllara kadar geniş tutmuş. Sezen Aksu, Aşkın Nur Yengi, Ajda Pekkan, İlhan Şeşen, Kenan Doğulu, Levent Yüksel, Bendeniz, Ümit Sayın, Sertab Erener, Metin Özülkü, Ayten Alpman gibi isimlerden duymaya alışkın olduğumuz şarkıları yeniden yorumlamış. “Keşke benim şarkım olsa” diye gözü kaldığı şarkıları bir araya getirmiş. Albümün tamamı güzel. “2016 Yılının En İyi Yerli ve Yabancı Şarkıları” listeme Nilüfer’i temsilen “Memleketim”i almamın nedeni Ayten Alpman anısına ve ülkemizin 2016’da yaşadığı kötü günler içindi. Yine de insan “Bu şarkıları keşke Nilüfer 80’li ve 90’lı yıllardaki sesiyle söyleseydi” diye düşünmeden edemiyor. Yine de günümüzdeki playback & stüdyo harikası seslerle karşılaştırıldığında Nilüfer hala bir diva… Aslında Nilüfer’in iki kez konserine giden biri olarak söyleyebilirim ki Nilüfer’in canlı performansı gençlik sesine daha çok yaklaşıyor. Stüdyoda rahat hissetmiyor kendisini sanırım… Birçok sanatçıya şarkı yaptığı için besteci olarak Nilüfer’in albümüne ağırlık koyan Sezen Aksu da kendisini stüdyoda rahat hissetmeyenlerden… Bunu, ismi lazım değil, Sezen Aksu’nun eski bir çalışanından öğrenmiştim. Minik serçenin eski ses teknisyeni benim dayımın arkadaşıydı. Normalde sadece o teknisyken varken stüdyoda rahat hissediyormuş. Başkasının olmasını istemiyormuş ama sonra yolları neden ayrıldı, bilemiyorum.
Bahsettiğim 6 albümden ikisi de birer “Greatest Hits” çalışması. Biri Türk, diğeriyse yabancı… Biri yaşıyor, diğeriyse yıllar evvel öbür dünyaya göç etmişti… Biri yeni düzenlemeler, diğeriyse orijinalleri… Ama iki albüm de 2016 çıkışlı… Bahsettiğim isimler Hakan Peker ve Bob Marley… Hakan Peker’in “Efsane Şarkılar”daki şarkı seçimi doyurucu olmuş. Sadece büyük hitlerinden “Amma Velakin” ve “Hey Corç, Versene Borç; Olmaz Maykıl, bende de yok” atlanmış. Stadyumların vazgeçilmez eseri “Ateşini Yolla Bana”da “O Ses Türkiye”den tanıdığımız rapçi Tepki, Peker’e eşlik etmiş. Şarkıların günümüze uyarlanması hoş olmuş. Dinlemekten bıkmayacağınız bir albüm ama insan yine de orijinal versiyonlarını arıyor. Reggae’nin kralı Bob Marley’nin 3 CD’lik, 48 şarkılık “A Reggae Legend” adlı best of’u ise box-set olması nedeniyle doyurucu görünse de “No Woman, No Cry”, “Buffalo Soldier”, “Is This Love?”, “I Shot The Sheriff”, “One Love”, “Iron Lion Zion” gibi en büyük Bob Marley hitlerinin derlemede olmaması büyük eksiklik…

bruno-mars-2
Yeni nesil şarkıcılardan her adımını takip ettiğim nadir sanatçılardan birisi olan Bruno Mars’ın “XXIVK Magic” adlı yeni albümü ise harika! 2017 yılımı hangi albümle geçireceğim belli oldu diyebilirim. Eskiden Michael Jackson’ın 80’li yıllardaki tarzına yakındı. Bu albümde de yine bir Jackson etkisi var ama bu kez bahsettiğim The Jacksons grubunun Michael Jackson olmadan yaptığı 1989 tarihli “2300 Jackson Street” albümü… Gerçi albüme adını veren şarkıda diğer Jackson aile üyeleri gibi Popun Kralının da sesi vardı ama benim bahsettiğim şarkılar “Nothin (That Compares 2 U)” gibi albümdeki diğer The Jacksons şarkıları… Çünkü “24k Magic” ile 2016 listeme giren şarkıcılardan birisi olan Bruno Mars’ın albümü 80’li yılların sonları ve 90’lı yılların başlarındaki R&B etkileşimli pop müziğini hatırlatıyor. Sadece The Jacksons’ı değil; Bobby Brown, Eddie Murphy gibi siyahi sanatçılardan New Kids On The Block, East 17, Take That gibi boy-band’leri anabilirsiniz Bruno Mars’ı dinlerken… Özellikle de “Finesse” şarkısı başta olmak üzere albümün genelinde bu “Erken 90’lar” etkisi hissedilebiliyor. Sadece “Perm” hariç… “Perm” 60’lı ve 70’li yılların James Brown şarkılarını hatırlatıyor.
Bahsedeceğim son albüm ise 2016 yılı listeme giremediği için kendimi ayıpladığım Sting… “57th & 9th” albümü sağlam olduğu halde listeme hiçbir şarkısını almayışımın nedeni albümü yeni almam ve alana kadar hiçbir şarkısını duymamış olmam… Yoksa Sting’in ne kadar büyük bir sanatçı olduğu her zaman aklımdadır. Albümde zaten sivrilen bir şarkı yok ama yıllarca dinlenebilecek kalitede bir albüm… Her zamanki Sting kalitesi var yani…

img_5479
Sting’in albümünü Cumartesi günü almıştım ama o gün çok albüm ve DVD aldığım için Pazar günü, yani 25 Aralık 2016 tarihinde dinlemiştim. Sting’in Ortadoğu’daki sorunlar nedeniyle yazdığı “Inshallah” şarkısını dinlerken aklıma illuminati ve öldürdüğü sanatçılar geldi. Michael Jackson Müslüman olduğu için zaten onların hedefindeydi. Prince, James Brown, Whitney Houston, Amy Winehouse gibi başka efsaneler de şüpheli ama bariz cinayet ölümlerle hayatlarını kaybetmişlerdi hatırlarsanız… Bunu illuminati tarikatı ile ilgili yazımda derin derin incelemiştim. İşte Sting’in albümünü dinlerken aklıma popun erkek efsanelerinden geriye sadece Elton John, Sting ve George Michael’ın kalması geldi. “Allah onlara uzun ömür versin, tarikatçıların gazabından korusun” diye düşündüm ama aynı gün iki acı haber daha geldi. Yine şüpheli ölümler… La Toya Jackson ayinler için yapılan cinayetlerin toplu yapıldığını açıklamıştı hatırlarsanız… Ve yine ayın 25’iydi. İki gün evvel Rus Kızıl Ordu korosunun uçağının düştüğünü öğrendik önce… Üniformalarıyla “Kalin Kakalin Kakalin Kamoya” diye şarkı söylemeleri küçüklüğümden beri ilgimi çekmişti. Tarkan’ın şarkılarını coverlamaları da büyük sükse yapmıştı ülkemizde… Uçak kazasından kurtulan olmamıştı. Ardından Sting’in albümünü dinlerken aklıma gelen isimlerden birisi olan George Michael’ın kalp yetmezliği nedeniyle evinde ölü bulunduğu öğrenildi. Ben arkadaşım Mert’in beni Facebook’ta bir gönderide etiketlemesiyle kara haberi öğrendim. İşin enteresan tarafı “Last Christmas” adında bir şarkısı olan George’un (ve işin ilginç tarafı tam bu satırları yazarken o şarkı çalmaya başladı müzik setimde) Noel Bayramı’nda hayatını kaybetmesi. “Son Noel”ini gördü, öyle gitti. Dikkat ederseniz hayatını kaybeden dünya starları hep evde ya da otel odasında tek başına bulunurlar zaten… Yine yalnız ve polis şüpheli görmese de bence yine şüpheli olan bir ölüm…
Bu sene amma çok efsaneyi kaybettik… David Bowie, Leonard Cohen, Prince, v.s. Normalde albüm kritiği yazılarımı o albümleri dinlerken yazarım ama şu an yazımı arşivimde bulunan 2 CD’lik George Michael best of’u “Twenty Five”ı dinleyerek yazıyorum. Hiçbir zaman Michael Jackson kadar bir George Michael fanatiği olmadım ama sesinin ve şarkılarının her zaman hayranı oldum. Zaten 2 CD’lik “Greatest Hits”inin yanı sıra arşivimde kliplerinin olduğu “Ladies & Gentlemen” DVD’sinin ile arşivimdeki bazı karışık albümlerde de şarkıları bulunuyordu. Yani dinliyordum. Hatta 10 yıl evvel Blue Jean dergisinde yayınlanan “En iyi 10 şarkı” listeme “Freeek!”i de eklemiştim George Michael’ı temsilen… “Freeek!” şarkısının 02:52’den itibarenki alt yapıyı hep yine aramızdan ayrılan sanatçılardan biri olan Aaliyah’ın “Try Again”ine benzetmişimdir. Elton John, Paul McCartney, Mary J. Blige gibi isimlerle yaptığı çalışmalardan düetleri çok sevdiğini anladığımız George Michael, “If I Told You That”i beraber söylediği Whitney Houston’ın yanına gitti şimdi… George Michael, bir dönem Freddie Mercury’nin yerine Queen’in vokalistliğini de yapmıştı. John Lennon ve Elvis Presley’i kastettiği “John and Elvis Are Dead” adlı şarkısını dinlerken “Bu isimlere George da eklendi” diye düşündüm. Hepsi nur içinde yatsınlar…80’ler ve 90’lar müziğini sevdiğim için George Michael dinlerdim. Kendisini de çok sevdiğimi ölünce anladım. Nötr durduğumu sanardım. Meğer başlı başına bir efsaneymiş… “Careless Whisper” adlı şarkısı yıllar evvel sünnet düğünümde çalmıştı. George Michael’ın anısına bu şarkının kendi yaptığım karaoke’sini paylaşarak yazımı noktalamak istiyorum.


Article Categories:
Müzik
Likes:
0

Leave a Comment